Moğollar nasıl durduruldu? Memlükler'in psikolojik harp taktiği neydi?
İbn Haldun, Memlukların Moğolların dehşetini anlatmamaları için Moğol zulmü gören insanları şehirlerine sokmadıklarını ve bu yüzden zafer kazandıklarını belirtiyor

Müslüman dünyası Hicri altıncı yüzyılda Haçlı saldırılarını henüz atlatmışken Moğol felaketiyle yaklaşık 30 sene içerisinde Kaşgar'dan Bağdat'a, Konya'ya kadar İslam beldeleri yakılıp yıkılmış yüz binlerce Müslüman vahşice katledilmişti.
Memluk sultanı Kutuz ve Baybars, Elbistan ve Ayn-ı Calut Savaşlarında Moğolları yenilgiye uğratarak, Müslüman beldeleri bu felaketten kurtarmışlardır. Makrizi, es- Sülük adlı eserinde Kutuz'un Moğollarla baş etmek için önce halk üzerindeki Moğol korkusuyla mücadele ettiğini söyler.
MOĞOLLAR'I KİM NASIL DURDURDU?
Moğollar, bir yere saldırdıktan sonra önce orayı yakıp yıkarlar, insanları öldürürler, kadınlara tecavüz ederler ve çocukların dillerini keserlerdi. Özellikle belirli bir topluluğa göre İbn Haldun'un ifadesiyle dokunmazlardı. Bu kişiler genellikle daha önce seçilen ticaret ya da hayvancılıkla uğraşan insanlar olurdu. Moğollar, bu kişilerin yaptıklarını bu insanların görmesini ister, onları korkutarak vücutlarına işkence yaptıktan sonra serbest bırakırlardı. Bu kişiler batıya doğru kaçtıklarında geçtikleri bölgelerdeki halka Moğol zulmünü anlatarak korkuturlardı.
İbn Haldun el-İber adlı eserinde Sultan Kutuz, Moğol saldırılardan kaçan bu grupların memluk şehirlerine girmesini engelleyerek, halkın söylentilerden etkilenmesini sağladığını belirtmektedir. Emirlere fermanlar göndererek askerlerin halkın karşısında cenk, cirit oyunları oynamasını istemişti. Camilerde verilen vaaz ve hutbelerde hocaların Müslümanların kafirlere galip geldikleri savaşları anlatmasını istemiş, masalcı ve anlatıcıların Moğolların yaptıklarını değil İslam ordularının Haçlılara karşı nasıl savaştıklarını anlatmasını istemişti. Kalkaşandi, Subhu'l A'şa adlı eserinde Kutuz'un Moğollarla savaşa girmeden önce halkı ve orduyu nasıl moral verdiğini uzunca anlatır.
Kutuz'un diğer bir politikası da hükümdarlarla bizzat görüşerek Moğol saldırısına karşı ortak bir ordunun oluşturulması ve cihad anlayışının herkes tarafından kabul edilmesi üzerine çalıştı. Halife'nin verdiği cihad ilanına uymayan bazı din adamlarını dövdürerek onların halk üzerindeki kırmaya çalıştı. Baybars tarihi adlı eserde bazı din adamlarının Moğol sultasına, fitne çıkmaması, daha fazla kan dökülmemesi için boyun eğmek gerektiğini söyledikleri ifade edilmektedir.
Kutuz, önce Anadolu ve Suriye'de dağınık halde bulunan Moğol kuvvetler üzerine ordular göndererek onları ortadan kaldırdı. Esir olarak getirilenleri halkın gözü önünde öldürterek, Moğol korkusunu gidermeye çalıştı.
Kutuz'da birkaç Moğol'u serbest bırakarak gördüklerini diğer Moğol ordularına anlatması için kaçmalarına göz yummuştu. Baybars komutasındaki öncü birlikleri önden göndererek öncü Moğol kuvvetlerine vur kaç taktiği ile saldırmalarını söylediğini, Baybars'ın Moğolların taktiğini kullanarak küçük grupları yok ettiğini Makrizi söylemektedir. Baybars özellikle öldürülen Moğolların cesetlerini teşhir ederek halkın özgüven duymalarını sağlamıştı. John Keegan, "Savaş Sanatı Tarihi" adlı eserinde Moğolların Müslümanlar karşısında yenilmesinde psikolojik olarak yıpranmaları olduğunu söyleyerek, halkında Memluk ordusuna büyük destek verdiğini belirtmiştir.
1260'ta Ayn-ı Celut'ta yapılan savaşı Memluklar kazandı. Moğolların yenilmez oldukları efsanesi de böylelikle yıkıldı. Müslüman dünyası tekrar dirilerek Moğol felaketinin sancılarını kısa bir süre içerisinde atlatmayı başardı.
Kaynak: Esat Çağlar-Dünya Bülteni / Tarih Servisi