Osmanlı'da idam edilen şeyhülislam: Ahizade Hüseyin Efendi
IV. Murad'ın emriyle, 1634 yılında Şeyhülislam Ahizade Hüseyin Efendi boğdurularak öldürüldü. Böylelikle Osmanlı'da ilk defa bir şeyhülislam öldürülmüş oldu

Hüdâyî'nin asıl adı Hüseyin'dir. II. Selim döneminin kazaskerlerinden Ahi-zâde Mehmed Efendi'nin oğlu, ilmiye sınıfına mensup olan ve kadılık görevinde bulunan Nurullah Efendi'nin torunudur. Hüdâyî, 980/1572 yılının Eylül'ünde İstanbul'da doğdu. Belirli bir yaşa geldikten sonra babasının gözetiminde ilk eğitimine başladı. Yetenekli bir genç olması nedeniyle Hoca Sadeddin Efendi'nin ders halkasında yer aldı. Onun denetimi altında eğitimini tamamladı. 966/1588 yılında Hoca Sadeddin Efendi'den mülazemet aldı. 998/1589-90 yılında ilk kez Papazoğlu Medresesi'nde müderrisliğe başladı. Bir yıl sonra bu görevinden ayrıldı. Sırasıyla Osman Paşa, İsmihan Sultan, Sahn-ı Seman Medreseleri'nde müderrislik yaptı. 1010/1601 yılının Mayıs'ında Şehzade, 1011/1602 yılında Süleymaniye Medresesi'nde müderrislik görevini yürüttü. Bir yıl sonra Süleymaniye Darü'l-Hadis'inde ve peşinden de Mehmed Han Medreseleri'nde görev yaptı. 1013/1604 yılında Muzaffer Efendi yerine Bursa medresesi müderrisliğine atandı. Bir yıl sonra bu görevden ayrıldı. Bir kaç ay sonra İstanbul kadılığı göreviyle şereflendi. Bu görevde ancak bir yıl kalabildi. Azledildi. İkinci kez İstanbul kadılığı görevini yürütmeye başlayan Hüdâyî, bu görevinden ikinci kez azledildi. 1020/1611 yılında Anadolu Kazaskerliği görevine getirildi Bir müddet sonra azledilen ve uzlet köşesine çekilen Hüdâyi’ye Rodosçuk arpalık olarak verildi. 1023/1614 yılında Azmî-zade yerine üçüncü kez İstanbul kadısı oldu, peşinden de emekliye ayrıldı.
1024/1615 yılında emekliliği iptal edildi. Galata arpalığı kendisine verildi. Bir yıl sonra ikinci kez Anadolu Kazaskerliğine atandı. 1627/1618 yılında Prevadi arpalığı ile emekli oldu. 1032/1622 yılında Rumeli Kazaskerliğine atandı. Azledildi ise de, azilden sonra 1036/1626 yılının Haziran'ında ikinci kez Rumeli Kazaskeri oldu. 1039/1629 yılında tenzilirütbe ile Gelibolu Mutasarrıflığı. 1041/1631 Temmuz'unda üçüncü kez Rumeli Kazaskerliği görevim üstlendi. Yeniçeri ve sipahilerin isyanları sonucu Hafız Ahmed Paşa öldürüldü. Yahya Efendi'nin azliyle Hüdayi Hüseyin Efendi Şeyhülislamlık makamına getirildi.
Oğluyla farklı gemiye bindi
Şeyhülislam Hüseyin Efendi'nin oğlu olan Seyyid Mehmed'in İstanbul kadısı olduğu günlerde yaşanan bir olaydan dolayı Şeyhî Efendi ile aralarında kırgınlık olur. Bazıları bu kırgınlığın ve soğukluğun giderilmesi için bir ziyafet tertip ederek her iki tarafı bir araya getirirler. Şeyhi efendinin tertiplemiş olduğu ikinci bir ziyafette Şeyhülislam Hüseyin Efendi onun oğlu ve ulemadan bir kaç kişi davet edilir. Bu toplantı henüz dağılmadan İznik yoluyla Bursa'ya gitmekte olan IV. Murad'ın sorgusuz sualsiz İznik kadısını astırdığı haberi gelir. Şeyhülislamın düşmanları bu fırsatı kaçırmazlar. Ulemanın IV. Murad'ı hal ile yeni cülus hazırlığı içinde olduğunu yayarlar. Valide Sultanı da tahrik ederek Şeyhülislam'ın ulema ile ittifak halinde olduğuna inandırırlar. Düşmanlarının ürettiği fitnelerden haberi olmayan Şeyhülislam Hüseyin Efendi, İznik Kadısı'nın astırılmasını hoş karşılamadığı için bir mektup yazarak Valide Sultan'a gönderir. Bu mektubunda, Osmanlı Sultanlarının ulemayı öldürmediklerini, onlara iyi davrandıklanın, ulemanın da padişahların duacısı olduklarını belirtir, özellikle bu konuyla ilgili olarak Vadile Sultan'ın padişaha öğüt ve nasihatte bulunmasını rica eder. Tahriklere kapılan Valide Sultan, Şeyhülislam'ın mektubuyla birlikte ortada dolaşan dedikoduları padişaha iletir. Bu durumdan haberdar edilen IV. Murad, Bursa'ya gitmekten vaz geçerek acele İstanbul'a döner. Hüseyin Efendi'yi ve oğlu Seyyid Mehmed Çelebi'yi görevlerinden azleder. Hüseyin Efendi'yi bir gemiye, oğlunu başka bir gemiye bindirerek Kıbrıs'a sürgün eder. Şeyh Sinan Köyü'nde bulunan Yahya Efendi'ye haber gönderilir. Yahya Efendi, Şeyhülislamlığa atanır.
Metanetle karşılayıp abdest aldı
Denizin dalgalı olması nedeniyle fazla yol alamayan Şeyhülislam Hüseyin Efendi yakalanarak Rumeli yakasına çıkarıldı. Sahilden olayı izlemekte olan padişah, Bostancıbaşı'yı yanına çağırarak ona "tiz katleyle" emrini verdi. "Ferman padişahımındır" karşılığını veren Bostancıbaşı, Hüseyin Efendi'yi bir saman arabasına bindirdi. Ayastefanos'u geçerek Klariye (Filorya) semtine vardılar. Bir yeniçeri menziline indirilmekte olan Hüseyin Efendi, bu durumu metanetle karşıladı. Abdest alarak namazını eda etti. Vasiyyetini bildirdi. Bostancıların attığı kementle boğduruldu. Kabrinin belirsiz olması için sahile defnedildi. Medresesi civarına hazırlatmış olduğu kabri boş kaldı. Hüseyin Efendinin düşmanlarının IV. Murad'ı iyice öfkelendirdikleri, padişahın da daha önceleri öldürülen Hâfız Ahmed Paşa'nın, Musa Çelebi'nin, Hasan Halife'nin, Defterdar Mustafa Paşa'nın intikamım almak, kendisini göstermek için böyle bir fırsatı değerlendirmek istediği sezilmektedir. Hüseyin Efendi'nin, şehzadelerin öldürülmeyeceği konusunda yeniçerilere kefil olmasının da bu konuda etkisi olduğu belirtilmektedir. Bazı kaynaklar şairin 1043/1633-34 yılında öldürüldüğünü, bazıları ise aynı yıl görevinden azledildiğini bildirmektedirler.
Kaynak: Ahmet Yesevi Üniversitesi