Orta Afrika'daki Müslüman halkın korunması gerekiyor
Fransa’nın, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde istikrar sağlamak üzere konuşlandırdığı askeri birliği takviye etme kararının üstünden iki ay geçmesine rağmen taraflar arasında cinayet ve şiddet olayları belli aralıklarla devam ediyor.
Seleka’nın (2013 Mart’ında iktidarı ele geçiren çoğunluğu Müslüman isyancı grup) kontrolü altındaki bölgelerde, insanlar bir aracın yaklaştığını duyar duymaz, Seleka’nın genellikle acımasızca öldürdüğünü bildikleri için, kaçışmaya başlıyorlar. Seleka’nın boşalttığı bölgelerde durum daha az dramatik değil. Çünkü Seleka ile savaşmak için Hristiyan çoğunluktan oluşturulmuş anti-Balaka milisleri, henüz kaçmamış veya öldürülmemiş olan Müslüman topluluğa yönelik kıyım yapıyor.
Operasyon kodu “sangaris” olan Fransız askerleri ve Afrika Birliği güçleri, kuzey bölgede on binden fazla Müslümanın yaşadığı Bassangoa’ya ulaşalı iki ay oldu.
Vahşet olayları
Şuan itibariyle kaçabilecek durumda olanların sayısı birkaç yüz kişiden fazla değil. Çocuklar ve kadınlar dahil çok sayıda Müslüman topluluk, anti-Balaka tarafından yok edildi. Bu süreçte Seleka ise, Fransız askerleri ve Afrika Birliği güçlerinden kurtularak, yerel gruplara saldırdığı kuzeydoğuda yeniden toplandı. Görünüşe göre hepsi cezasız bırakılmış durumda.
Başkent Bangui hergün vahşet olaylarına sahne oluyor. Sokakta birini öldüren kalabalığa rastlamak nadir olan bir şey değil. Son on gün içinde, bu tür bir manzaraya dört defa bizzat şahit oldum.
Bu süre zarfında yaşanan olaylardan biri şok ediciydi. Bir kalabalığın etraftaki çocukların gözleri önünde Müslüman halktan birinin cesedini keyifle parçalayıp, cinsel organını keserek […] görmek bizi dehşete düşürdü. Fransız askerleri yaklaşık elli metre öteye konuşlanmışlardı fakat hiçbir şey yapmadılar.
Fransız yetkililere askerlerin neden müdahale etmediğini her sorduğumuzda “iki taraftan birinin destekliyor gibi görünmemeleri gerektiğini” söylüyorlardı. Gözlerinizin önünde işlenen bu gerçek, fakat barbarca cürümleri engellemek için müdahalede bulunmak taraf tutmak anlamına gelmemeli.
Fransız barış gücü ve Afrika Birliği askerlerinin takviyesi göz önünde bulundurulursa Orta Afrika Cumhuriyeti’nde neden hala bu derece vahşet ve emniyetsizlik hakim? Fransız askeri birlikleri için başlıca sorun, iki aydan beri ülkeyi terörize eden Seleka’ya karşı mücadele etmekten ibaret olan bir göreve hazırlanmış görünüyor olmaları.
Şiddeti misillemeler tetikledi
Fakat Seleka geri çekilmeye başlar başlamaz, anti-Balaka’nın misilleme girişimlerinin tetiklediği şiddet çok daha ciddi bir tehdit haline geldi. Seleka, bir grup acımasız savaş lordu fakat kolayca fark edilebiliyorlar. Anti-Balaka ise sinsi bir grup ve gizli hareket ediyor. Genellikle pala gibi ilkel silahlar taşımaları bunlara halk arasına karışma imkanı sağlıyor.
Şiddet olaylarını durdurmak için ne yapılabilir? Fransa ve Afrika Birliği’nin, güçlerini Orta Afrika Cumhuriyeti’ne katliamlara son vermek ve ülkede istikrar sağlamak gibi soylu bir niyetle göndermiş oldukları ve bu güçlerin bölgede tehlikeli koşullarda aralıksız çalıştıkları açık. Fakat bu iki misyon bütünüyle öngöremedikleri bir zorlukla karşı karşıya kaldıkları için büyük olasılıkla stratejilerini yeniden düşünmek ve daha cesur adımlar atmak zorunda kalacaklar.
Barış gücü, zırhlı araçlarla keşif yapmayı azaltabilir ve Bangui sokaklarında daha fazla yaya olarak devriye gezebilir. Özellikle saldırılara maruz kalan Müslüman azınlık mahallelerindeki birliklerini güçlendirebilirler. Geçiş hükümeti ile işbirliği halinde, anti-Balaka milislerinin lider ve üyelerine Müslüman topluluğa karşı şiddet eylemlerine son vermeleri için uyarıda bulunabilirler.
Müslümanların uzun zamandan beri ülkenin asıl halkından olduğu gerçeğini vurgulayabilir, uzlaşma ve toleransı teşvik etmek için çalışan dini liderlerin çabalarını destekleyebilirler.Ayrıca barış gücü askerleri, cansız bedenlere saygısızlık yapılmasını önlemek için daha fazla şey yapabilirler. Fransız askerleri ve Afrika Birliği güçlerinin, hükümetin desteğiyle, görevlerini halka anlatmaları gerekir.
Çabalar yetersiz
Şiddet olaylarını engellemek büyük bir kararlılık gerektiriyor. Şubat başında Seleka hiyerarşisinin yaklaşık üçte biri ülkenin kuzeyindeki Sibut kentinde toplandı. Hepsi silahlıydılar. Fransızlar, tankları ve ağır toplarıyla kentin güney çıkışına mevzilenmişlerdi. 1Şubat’ta Seleka komutanları benzin sıkıntısı içinde ve bitkin vaziyette nasıl bir yol izleyeceklerini tartışıyorlardı.
Fakat yine de öldürme girişimiyle meşguldüler. Fransız askerlerinin başkomutanı durumu değerlendirmek amacıyla bölgede bir keşif uçuşu yaptı. Ertesi sabah, Seleka kuzeye ve doğuya doğru yola çıkma imkanı bulmuştu. Fransız askerleri ve Afrika Birliği güçlerinin onları durdurmaya ve silahlarına el koymaya kalkışmadılar.
Ayrıca Afrika Birliği, Orta Afrika halkını kapana kısılmaktan kurtarmak için yürütülen çabaların yetersiz olduğunu itiraf ediyor. Afrika Birliği güçlerinin, katliamı önlemek ve ülkeyi yeniden inşa etmek için hızla gerçek bir Birleşmiş Milletler Barış gücüne dönüşümü lehinde düşünmesi gerekiyor.
Fransa’nın Orta Afrika Cumhuriyeti’nde böyle bir görevi yürütmeyi amaç edinen çabalara öncülük etmiş olduğu için kutlanması gerekir. Fakat Birleşmiş Milletler barış gücüne görev devredilmeden önce Fransız güçleri, asker konuşlandırılmasına rağmen halen ciddi tehlike altında bulunan insanların korunması için daha iyi yöntemler bulmak zorunda.
Kaynak: Le Monde
Peter Bouckaert, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Acil Durum Direktörüdür.
Dünya Bülteni için tercüme eden: Muhsin Korkut
*Tırnak işaretiyle yapılan müdahaleler çevirene aittir.