Hangisi daha siyonist: Yakan mı satan mı?
BAE Emiri Muhammed bin Zayed, İsrail ile anlaşarak Kudüs ve Mescid’i Aksa’ya ihanet etti. Avustralyalı radikal siyonist bir Yahudi’nin 21 Ağustos 1969’da Mescid-i Aksa’yı ateşe vererek bin yıllık Selahaddin minberini yakması üzerine kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tüm olan bitene sessiz. Suudi Arabistan’ın zirve başkanlığında bulunan İİT’nin harekete geçmemesi, “yakan mı, satan mı daha siyonist” dedirtiyor.

Kıymet Sezer
ABD’nin tek taraflı sözde refah için barış planı kesintisiz işlerken, Beyaz Saray’da, Kudüs’ün kaderini belirleyecek bir ihanet yaşandı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi anlaşmasına imza attı. Bu anlaşma, İsrail’in Filistin’i işgalini meşrulaştıran bir adım ve Kudüs’ün teslimiyeti olarak yorumlandı. Filistin’i yok sayan ve ihanet olarak nitelendirilen ‘ilişkilerin normalleşrilmesi’ne yönelik anlaşmalara karşı Suudi Arabistan zirve başkanlığındaki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) sessizliğini koruyor. 21 Ağustos 1969’da radikal siyonist bir Yahudi tarafından yakına Mescid-i Aksa ve Kudüs’e yapılan bu ihanete karşı İslam dünyasındaki sessizlik “Hangisi daha Siyonist?” sorusunu sorduruyor.
İsrail yönetimi ile uzun yıllardır gizli ittifak yürüten Birleşik Arap Emirlikleri, Tel Aviv'le kapalı kapılar ardında kurduğu ittifakı perde önüne taşıdı. 2010 yılından bu yana aldıkları pozisyonlarla Ortadoğu'yu kana bulayan bu iki ülke, ekonomiden sağlığa, savunmadan dış politikaya kadar her alanda ittifak kuracak. İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin son yıllarda Türkiye'nin artan bölgesel etkinliğinden duyduğu rahatsızlık biliniyor. Geçtiğimiz yıl BAE ve Suud Arabistanlı mevkidaşları ile görüşen Mossad Başkanı Yossi Cohen'in 'İran'ın gücü kırılgan, asıl tehdit Türkiye'den geliyor' sözleri hala hafızalarda. Çatışma Hattı'nın 5. bölümünde İsrail-BAE anlaşmasının perde arkasını anlattık.
İİT, bundan 51 yıl önce 1969’da Mescid-i Aksa’ya yönelik gerçekleştirilen bir saldırının ardından kurulmuş ve Kudüs’ün koruyuculuğu görevini üstlenmişti. 21 Ağustos 1969’daki kundaklama olayında, Mescid-i Aksa’nın bin yıllık Selahaddin Minberi yakıldı. Yangın sırasında İsrail makamları, itfaiye araçlarının bölgeye ulaşmasını engelledi, halk işgalcilere karşı büyük tepki gösterdi. İsrail makamları, kundaklamanın faili olarak Michael Dennis Rohan isimli Avustralyalı bir Siyonist Yahudiyi yakaladı. Kundaklama olayının bir kişinin tek başına yapacağı bir eylem olamayacağı itirazlarına kulak tıkandı. Mescid-i Aksa’yı kundaklamaktan tutuklanan Rohan, daha sonra akli dengesinin yerinde olmadığı söylenerek serbest kaldı.
İslam dünyasının büyük tepki gösterdiği Mescid-i Aksa yangınının ardından 22-25 Eylül 1969’da Rabat’ta ilk kez düzenlenen İslam Zirve Konferansı ile temelleri atılan İİT’nin kuruluş sebebi Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın korunması oldu. Ancak bugün, 50 yılını geride bırakan teşkilat, BAE ve Bahreyn ile başlayan ve Arap ülkeleri arasında yayılması istenen İsrail ile anlaşmaların mimarı BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’e ses çıkarmıyor, hatta onay vermiş görüntüsü çiziyor.
Anlaşma karşısında İİT’den şu ana kadar ne bir açıklama ne de bir acil zirve çağrısı yapıldı. Suudi Arabistan dönem başkanlığındaki İİT zirvesi daha önce de İsrail’in Batı Şeria’daki ilhak planı karşısında, Türkiye’nin girişimleriyle harekete geçirilmişti. İsrail’in ABD eliyle ilhak planlarını devreye koyduğu ve Kudüs’ü sahiplenme yolundaki çabalarını hızlandırdığı bu dönemde İİT’nin çok daha aktif görev ve sorumluluk üstlenmesi gerektiğine işaret ediliyor.
Kaynak: Yeni Şafak