İsrail-Mısır ilişkilerinde gerilim
Lapid'in verdiği sözlerden geri adım atması Kahire'de öfkeye neden oldu.

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz geçtiğimiz pazartesi günü dikkat çekici bir açıklama yaparak Mısır ile İsrail’in hemen hemen 45 yılını dolduran ilişkilerinde kriz patlak verdiğini ortaya koymuştu. Bunun üzerine bu krizin sebebinin, dört yıldan kısa bir süre içerisinde beşinci kez parlamento seçimlerine gidecek olan İsrail’de kaydedilen siyasi kargaşa ile ilgili olup olmadığı merak konusu.
Gantz’ın bildirdiğine göre söz konusu anlaşmazlık, İsrail'in Gazze'ye yönelik son savaş kapsamında yaşanıyor. Ancak İsrail basını, Mısır İstihbarat Başkanı Abbas Kamil'in Tel Aviv ziyaretinin ertelenmesine yol açan krizin başka nedenleri de olduğuna işaret etti. Haaretz gazetesi askeri analisti Amos Harel, krizin yaklaşık iki ay önce, sınırı geçerek İsrail'e giren bir Mısır insansız hava aracının düşürüldüğünün duyurulduğu sırada patlak verdiğini ifade etti. İki ülkedeki güvenlik heyetleri bu krizi kontrol altına almaya çalıştığı sırada 1967’deki Altı Gün Savaşı'nda öldürülen Mısırlı askerlerin Kudüs yakınlarındaki toplu mezarı ortaya çıkmıştı.
Geçtiğimiz Temmuz ayında İsrail medyasında yayınlanan haberlere göre, Kudüs yakınlarında Mısırlı en az 80 askerin 1967 savaşında uluslararası hukuka aykırı bir şekilde tutsak edilip diri diri yakılarak gömüldükleri toplu mezar bulundu. Ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, İsrail Başbakanı Yair Lapid ile telefon görüşmesi gerçekleştirmiş, ikili İsrailli yetkililerin bu haberlere dair tam ve şeffaf bir soruşturma yürütmesi konusunda anlaşmaya varmıştı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı ve İsrail Başbakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamalara göre bu meselenin olumlu ve şeffaf bir şekilde ele alınacağı sözünü veren İsrail Başbakanı, ilgili gelişmelerden Mısır tarafını haberdar edeceğini bildirmişti.
İsrail’den geri adım
Anlaşmazlık, İsrail'in Gazze'deki askeri operasyon sırasındaki tutumuyla daha da şiddetlendi. Ancak Mısır'ın Tel Aviv'in İsrail ile İslami Cihad arasında imzalanan anlaşmaya rağmen iki Filistinli tutsak, Bassam Saadi ve Halil Avavde’yi serbest bırakma sözünden geri adım atmasına duyduğu öfke, meselelerin kamuoyuna yansımasına neden oldu. Zira Mısır, ikilinin serbest bırakılması yönünde çaba sarf edileceğini açıklamıştı. İsrail Başbakanı aynı zamanda Mısır Cumhurbaşkanı’nın Gazze'de yeniden bir çatışmayı önlemek için Batı Şeria'daki askeri operasyonları durdurma talebine de kulak vermedi.
Mısır tarafı ise Gantz'ın açıklamaları veya İsrail basınında çıkan haberlerle ilgili resmi bir yorumda bulunmadı.
Mısır'ın aracılık ettiği söz konusu ateşkesin yürürlüğe girdiği 7 Ağustos’ta açıklanmıştı. İsrail hükümeti ve ABD’nin yanı sıra Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası taraflar Kahire’nin bu yöndeki çabalarına övgüde bulunmuştu.
İsrail’in ateşkese yönelik taahhütlerinden geri adım atmasını son zamanlardaki Tel Aviv yönetimlerinin istikrarsızlığı ve seçimlerin ardı ardına gelmesi ışığında, iç meselelere ve hesaplara bağlayan el-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Danışmanı İmad Cad, bunun Mısır tarafını Filistinli gruplara karşı utandırdığını vurguladı.
Eski Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ‘iktidarda olsaydı militanları takip etmekten vazgeçmeyeceği’ yönündeki açıklamaları ile durumu suiistimal ettiğine değinen İmad Cad, bu durumda Lapid’in ise zayıf görünmemek istemediği için böyle bir karar almış olabileceğini ifade etti.
Anlaşmazlığın aşılması
İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet'in (Şabak) Başkanı Ronen Bar'ın Kahire ziyareti ve bu ziyaret kapsamında Gazze hususundaki gelişmeleri ele almak için Mısır İstihbarat Başkanı ile gerçekleştireceği görüşme ile İsrail'in aslında Mısır ile olan anlaşmazlığı aşma arzusunda olduğu anlaşıldı.
İsrail radyosuna konuşan Gantz ise iki ülkenin çıkarlarının mevcut krizin üstesinden gelinmesini gerekli kıldığını vurguladı. Mısır'ın önemli bir bölgesel oyuncu ve İsrail'in en önemli dostlarından biri olduğuna dikkat çeken Gantz, söz konusu gerilimi küçümseyerek ilişkilerde bazen iniş ve çıkışların olabileceğini ifade etti. Aynı zamanda “Taraflar istikrarı sağlamanın bir yolunu bulacaktır” vurgusunda bulunarak önümüzdeki günlerde krizin aşılacağına dair umudunu dile getirdi.
Kahire ile Tel Aviv ilişkilerinin İsrail’de kasım ayında düzenlenecek seçimler ile hükümetin kurulması ardından normale dönebileceğini belirten Cad, Tel Aviv’in Mısır’ı öfkelendirmemek için şu an güvenlik ve askeri operasyonları tekrarlamayacağı tahmininde bulundu.
Netanyahu etkisi
Netanyahu hükümetin başına geçtiği takdirde Mısır ile İsrail ilişkilerinde bir soğukluğun yaşanabileceğini belirten Cad, ancak anlaşmazlık eşiğine ulaşılmayacağına dikkat çekti. Aynı zamanda Washington'ın İran ile aralarındaki nükleer anlaşmaya beklenen geri dönüşünün İsrail çevrelerini İran ile gelecekte yaşanabilecek sorunlara hazırlık olarak Mısır ile ilişkileri iyileştirmeye itebileceğini hatırlattı.
Netanyahu ve müttefikleri geçtiğimiz hafta yapılan anketlerde ilk sırada yer almıştı. İsrailliler Lapid hükümetinin Gazze saldırısındaki performansını desteklese de anketlerde Knesset'te toplamda 120 sandalyeden 59'unu kazanması beklenen Netanyahu kampının zaferine işaret edildi.
Netanyahu geçtiğimiz haziran ayında önemli yasaların Knesset'ten geçişini engelleyip koalisyon partilerinden temsilcileri kendi tarafına çekerek muhalefetin iktidar koalisyonunu devirme çabalarına öncülük etmişti. Böylece bir önceki Başbakan Naftali Bennett, Knesset'i feshederek erken seçim çağrısında bulunmuştu.
Netanyahu iktidarında Mısır ve İsrail arasında doğrudan temasın kaydedilmediğine dikkat çeken siyaset bilimi profesörü Cemal Selame de iktidara geri dönüşünün Mısır ile ilişkilerde soğukluğa neden olabileceğini söyledi. Zira Netanyahu’nun kendisini radikal olarak tanımlamasının Mısır ile İsrail ilişkilerinin merkezindeki Filistin meselesini doğrudan etkilediğini vurguladı.
Nitekim bir sonraki İsrail hükümetinin Filistinlilere yönelik politikasına dikkat etmek gerektiğini vurgulayan Selame, Mısır ile ilişkilerin statükonun ele alınması kapsamına girdiği, 1979'da imzalanan barış anlaşmasına rağmen aralarında hiçbir zaman normal ilişkilerin kaydedilmediği değerlendirmesinde bulundu.
İlişkilerin pekiştirilmesi
Bennett'ın hükümetin başında olduğu Haziran 2021 - Haziran 2022 döneminde Mısır-İsrail ilişkilerinde benzeri görülmemiş bir atılım yaşanmıştı. Bennett’ın Eylül 2021'de gerçekleştirdiği Şarm eş-Şeyh ziyareti, bir İsrail başbakanının 2011’den bu yana Mısır’a ilk gidişi oldu. Bennett geçtiğimiz mart ayında da Mısır’ı ikinci kez ziyaret etmişti. Ekim 2021’de ise Mısır Hava Yolları (EgyptAir) ilk kez Tel Aviv'e sefer düzenlemiş, İsrail Havacılık İdaresi bu gelişmeyi ‘tarihi bir adım’ olarak nitelendirmişti. İki ülke arasındaki uçuşlar yıllarca üzerinde Mısır bayrağı taşımayan Air Sinai havayolu şirketi tarafından yapılıyordu.
Bennett’ın iktidarda olduğu bir yılda kaydedilen olumlu gelişmeler, Mısır’ın Kuzey Sina’daki Rafah bölgesinde sınır muhafızları sayısını ve kabiliyetlerini artırarak askeri varlığını pekiştirmesine olanak sağladı. İki taraf, Kasım 2021'de Mısır-İsrail Ortak Askeri Komitesi toplantısında bu gelişmeye dikkat çekti. Mısır Silahlı Kuvvetleri, anlaşmanın Mısır ulusal güvenliğini koruma, sınırları kontrol ve güvence altına alma çabaları kapsamında geldiğini vurguladı.
Kaynak: Şarku’l Avsat