61. Hükümet programı açıklandı
Başbakan Erdoğan, 61. Hükümetin programını TBMM'de açıklandı; Erdoğan'ın konuşmasını CHP takip ederken, BDP Meclis'e girmedi

Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Başbakan Erdoğan, 61. Hükümetin programını TBMM'de okudu. Başbakan Erdoğan, yeni kurulan hükümetin programını açıklarken uzlaşma mesajları verdi.
Erdoğan, önümüzdeki dönemin yeni anayasa dönemi olacağını özellikle vurguladı. Meclis'in yeni anayasa için tam yeterliliğe sahip olduğunu belirterek "Ak Parti olarak bu çalışma için her türlü gayreti göstereceğiz" dedi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
"Programımızı devamlılık esasıyla 2002'den bu yana ulaşan bir anlayışla kaleme aldık.
2015 yılına kadar olan 4 yıllık dönemde başlattığımız çalışmaları tamamlayacak ve projeleri hayata geçireceğiz.
Bu hükümet programında yaptık, yapıyoruz, yapacağız diyor yaptıklarımızı yapacaklarımızın teminatı olarak sizlere ve kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz.
Milletimizin ekmeğinden de, özgürlüğünden de taviz vermedik. Her türlü tahrik ve tertibi büyük bir sağduyu ile aştık, bundan sonra da milli iradenin önüne çıkan her engeli aşacağımızdan tereddüt duymuyoruz.
Ekonomi de, dış politika da ezberleri bozduk, bugün artık Türkiye'de siyasetin alanı daha geniş ülkemizin itibarı ise bölgemizde ve dünyada büyük bir konuma ulaşmıştır. Sorunlardan değil sorunların çözümünden yana olan bir iktidar olduk,
Meclisimiz en büyük destekçimiz oldu, önümüzde ki dönemde uzlaşmaya, Meclisimizin desteğini almaya devam edeceğiz.
KÜRT SORUNU İÇİN REFORM MESAJI
Kürt meselesinin çözümü için önceki dönemlerde çok önemli adımlar attık. Kardeşilği pekiştirecek reformlara devam edeceğiz. Ayrımcılığın hiç bir temeli ve zemini yoktur. Şiarımız 'herkes için daha fazla demokrasi'dir. Kardeşliğimizi pekiştirecek yeni reformlar yapmaya devam edeceğiz. Hiç kimseyi dışlayıcı olmayacağız. Herkesi kapsayıcı olacağız. AK Parti olarak bizim kararımız nettir, hepimize kaybettiren sorunların çözümü konusunda attığımız büyük adımları ilave adımlarla taktim ederek sonuca ulaşmak zorundayız.
İNKÂR VE REDDİ BİTİRDİK
Denizi geçtik, derede boğulmayacağız, kardeşliğimizi yüceltmek için milli birlik ve beraberlik davranışımızı devam etttideceğiz. Her kimliğin kendisini rahatça ifade edebildiği ve geliştirebildiği bir ortamda birlikteliği esas alıyoruz, iktidarlarımız döneminde ret ve inkar politikalarını sona erdirdik, asümilasyon politikalarını tamamen bitirme noktasına getirdik.
Akademik incelemeler, siyasi partilerimizin ve STK'ların önerileri sorunlara iyi şekilde yaklaşma imkanı sağladı, yeni Anayasa çalışması ile Meclisimizin katkısıyla beraber meyvelerini vereceğine şüphemiz yok. Yoksul veya zengin, engelli veya engelsiz, kapalı yada açık, müslim yada gayri müslim her vatandaşımıza aynı şekilde bakıyoruz. Uzun yıllardır yüreklerimizi yakan sorunların biteceği yegane yer bu yüce Meclis çatısıdır.
ÇETE VE MAFYALARLA MÜCADELE
Mafya ve çetelerin üzerine kararlılıkla gideceğiz. İlk kez kamu denetçiliği kurduk. Kırtasiyeciliği sona erdirdik. Şefaflığı artırdık. Bilgi edinme uygulamasını getirdik. TÜİK'e yaşam memnuniyet araştırması getirdi.
Başbakanlığa bağlı kuruluşların sayısını azalttık. Devlet Bakanlıklarını kaldırarak yeni bakanlıklar açtık.
İNTERNET KOLAYLIĞI, ELEKTRONİK VATANDAŞLIK KARTI
Bugün vatandaş için birçok hizmeti internet ortamından halledilebilir hale getirdik. Tüm vatandaşlarımıza elektronik vatandaşlık kartı dağıtacağız. Tüm hizmetlerde bu kart kullanılacak. Böylece vatandaşlarımız yedi gün yirmi dört saat istediği yerden hizmet alabilecek.
Bu dönemde yüksek büyüme oranları yakaladık. Dünyada büyüyen ekonomi olarak öne çıktık. Tüm dünyayı etkisi altına alan ve birçok ülkenin hala etkisinden kurtulamadığı bir dönemde biz örnek bir ülke olarak gösterilmiş durumdayız. Tutarlılık ilkelerimiz önemli rol oynamıştır.Uzun vadeli bakış açısıyla sorunlarımıza çözüm üreteceğiz. Tüm bunların adil bir hukuk düzeniyle mümkün.
''KÜRESEL KRİZ TEST SÜRECİ OLDU''
Dünyanın, istikrar arayışı içinde çalkantılı bir dönemden geçtiğini belirten Erdoğan, küresel ekonomide toparlanma sürecinin devam ettiğini, bununla birlikte dünya ekonomisinde var olan kırılganlık ve belirsizlik ortamının sürdüğünü ifade etti.
AK Parti iktidarının ekonomide gerçekleştirdiği yapısal dönüşümün ve bu kapsamda uygulamaya konulan reformların ekonominin dayanıklılığını artırdığını vurgulayan Erdoğan, ''Nitekim küresel kriz bu açıdan bir test süreci oldu. Ekonomimiz bu sınavdan başarıyla çıktı'' dedi.
G-20 çerçevesinde alınan tüm kararlarda da Türkiye'nin etkin bir rol oynadığını anlatan Erdoğan, kararlılıkla uygulanan tutarlı politikalarla Türkiye'nin dünya ekonomi ve finans çevrelerince takdir edildiğini ve örnek gösterildiğini ifade etti.
Yerinde ve makul düzeyde alınan tedbirlerin etkisiyle küresel krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini kısa sürede ortadan kaldırdıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''2010 yılında ekonomimiz hızla toparlandı ve milli gelirimiz yüzde 8,9 oranında arttı. Böylece, OECD ülkeleri içinde en yüksek büyüme hızına ulaşarak kişi başına gelirimizi 10 bin doların üzerine çıkardık. Satın alma gücü paritesine göre ise milli gelir sıralamasında yaklaşık 1 trilyon dolarlık GSYH ile ülkemiz dünyada 16. sırada yer alıyor. Satın alma gücü paritesine göre 2002 yılında Türkiye'de kişi başına düşen gelir AB ortalamasının yüzde 36'sı iken 2010 yılında AB ortalamasının yüzde 48'ine yükseldi. Bir başka ifadeyle bu 9 yıllık dönemde Türkiye AB arasındaki refah farkı azaldı.
İktidarımız döneminde mali disiplinin, güçlü büyüme performansının ve enflasyondaki düşüşün eş zamanlı olarak gerçekleştirilebileceğini ortaya koyduk. Böylece geçmişte ülkemizde hakim olan, büyüme için enflasyonun gerekli olduğu kanaati kırılmış oldu. Artık işletmelerimiz, belirsizliklerin azaldığı bir ortamda geleceği çok daha sağlıklı bir şekilde öngörebiliyor ve planlayabiliyor.
Yıllarca enflasyon ortamında gelir kaybına uğrayan sabit ve dar gelirli vatandaşlarımız da gerçekçi gelir artışına kavuştular. Türkiye orta vadeli programla maliye politikası açısından çıkış stratejisini erken aşamada ilan eden az sayıda ülke arasında yer aldı. Bu durum Türkiye'nin bir çok ülkeden olumlu bir şekilde ayrışmasını sağladı. Küresel krizi, IMF gibi uluslararası kuruluşlardan kaynak kullanmadan kendi politikalarımız ve imkanlarımızla başarıyla yönettik.
2002 yılında 23,5 milyar dolar olarak devraldığımız IMF borcunu şu an itibarıyla 4,7 milyar dolara indirmiş durumdayız. Küresel kriz sürecinde tek bir bankamız batmadı, borç faiz sarmalına girmedik, finansal piyasalarda çalkantılar yaşamadık. Önümüzdeki dönemde de temel amacımız istikrarlı, sürdürülebilir büyümeyi sağlamak, istihdamı artırmak, fiyat istikrarını sürdürmek, mali dengeleri sağlamlaştırmak ve finansal istikrarı korumaktır. "