Son halife ve ailesi 101 yıl önce sürgün edilmişlerdi
Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasından sonra son halife olarak kabul edilen Abdülmecit ile birlikte hanedan mensubu ve hizmetliler de dahil 234 kişi on gün içerisinde yurt dışına çıkarıldı.

İsmail Çal/Dünya Bülteni/Tarih Servisi
Hanedan mensuplarının yurt dışına sürgün edilişlerinin bugün 101. yıl dönümüdür. 1 Mart 1924 yılında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in konuşması ile açılan TBMM yeni dönemine oldukça hızlı başladı. İkinci gün Halk Fırkası grup toplantısında hazırlanan önergeler 3 Mart 1924 günü meclis gündemine alındı ve günümüzün popüler ifadesi ile jet hızıyla kabul edildi. Peki neydi bu kararlar?
Bu kararların hepsi önemliydi fakat bir tanesi vardı ki İslam Tarihinin 1302 yıllık bir kurumunu bir anda ortadan kaldırmıştı. TBMM’de kabul edilen 431 sayılı kanun ile H.Ebubekir ile başlayan ve Abdülmecit’e kadar değişik aşamalardan geçen halifelik sona erdirilmişti.
Bilindiği gibi 1 Kasım 1922 tarihinde TBMM saltanatı kaldırmış fakat halifeliğe dokunulmamıştı. Vahdettin’in 17 Kasım 1922’de ülkeyi terk etmesi üzerine TBMM duruma el koymuş ve hemen 18 Kasım 1922’de yeni halife olarak Abdülmecit seçilmişti. Fakat halifelik Milli Mücadele sonrası oluşturulacak yeni oluşum için sürekli bir tehdit olarak algılanıyordu. Bu nedenle halifelik yaptığı sürece Abdülmecit Efendi sürekli takip edilerek, bütün davranışlarının ve ilişkilerinin değerlendirilmesi yapılıyordu. Cumhuriyetin ilanı ile endişeler daha da artmıştı. Her ne kadar Halife Abdülmecit Cumhurbaşkanı seçilen Mustafa Kemal’i ilk tebrik edenlerden olsa da bu endişeler giderek rahatsızlığa dönüşüyordu. Halifelik makamı kimileri için saltanata dönüş çağrısı yapabilirdi. Kamuoyu nazarında halife binlerce yıllık bir anlayışın devamı olarak cumhurbaşkanının üzerinde görülüyor olabilirdi. Hepsinden önemlisi ileride yapılması düşünülen inkılaplar için aşılması güç bir engel teşkil edebilirdi. İşte bu şüphelerden kurtulmanın tek çözümü vardı : ‘’Halifeliği kaldırmak’’.
Tarihler 3 Mart 1924’ü gösterirken TBMM gündemine gelen üç ayrı önerge yasalaştırıldı. Bu önergeler şunlardı:
- Siirt Mebusu ve 50 arkadaşının verdiği önerge doğrultusunda kabul edilen 429 sayılı kanun ile Şeriye ve Evkaf Vekaleti kaldırılarak yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu. Yine aynı kanun ile Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekaleti yerine, Genelkurmay Başkanlığı kuruldu.
- Manisa Mebusu Vasıf Bey ve 50 arkadaşının verdiği önerge doğrultusunda kabul edilen 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi.
- Siirt Mebusu Şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşının verdiği önerge doğrultusunda kabul edilen 431 sayılı kanun ile halifelik sona erdirildi. Yine aynı kanun ile Osmanlı Hanedanına mensup kişiler vatandaşlıktan çıkarıldı ve yurt dışına sürgün edilmesine karar verildi.
Hükümetin bir gün önce 2 Mart 1924 tarihinde saraylarda önlem alınması hakkında ki kararı bir bakıma ertesi gün çıkacak kanunun da habercisiydi.
431 sayılı kanun ile vatandaşlıkları elinden alınan hanedan üyelerinin erkeklerine üç gün kadın ve çocuklarına ise yurdu terk etmeleri için on gün süre tanınmıştı. Yol giderleri devlet tarafından karşılanacaktı. Padişah ailesine ait saray ve köşkler milletin malı sayılmış diğerlerinin ise sahip oldukları gayri menkulleri satabilmeleri için kendilerine bir yıl süre tanınmıştı. Eğer bu süre içerisinde satamazlarsa devlet satışı gerçekleştirecek ve bedelleri kendilerine ödenecekti.
Halife Abdülmecit’e karar İstanbul valisi ve Emniyet müdürü tarafından hemen tebliğ edildi. Ayrıca yurt dışına çıkmak için hemen hazırlanmasını istendi. Abdülmecit böyle bir kararı beklemiyordu ya da bu kadar çabuk olacağını tahmin edememişti. Abdülmecit ‘esadece kendisine ait özel eşyalarını ve maddi varlıklarını almasına izin olduğu söylendi. Karar tebliğ edilmeden önce telefon hatları kesilmiş ve saray kuşatma altına alınmıştı. Abdülmecit ertesi gün erkenden ailesi ve yakınları ile saraydan alındı ve Çatalca’da İsviçre’ye giden Simplon Expres adlı trene bildirildi. Bütün Osmanlı hanedanına bir yıllık dönüşü olmayan bir pasaport veriliyordu. Halife Abdülmecit ancak Bulgaristan sınırını geçince olayın şaşkınlığını üzerinden atmış ve durumu daha açık bir şekilde anlamıştı. Bulgaristan’da kararın geçersiz olduğunu çünkü bu kararın bütün Müslümanların reyi ile alınması gerektiğine dair bir bildiri yayınladı. İsviçre’de ise dünya Müslümanlarına halifelik konusunun kararlaştırılması için bir din şurası çağrısında bulunur. Ankara’nın uyarısı ile İsviçre buna izin vermedi.
Abdülmecit ile birlikte hanedan mensubu ve hizmetliler de dahil 234 kişi on gün içerisinde yurt dışına çıkarıldı. Hanedan üyesi bayanların dönüşüne 1952’de, erkeklere ise 1974’te izin verildi. İslam dünyası halifeliğe veda ederken Osmanlı Hanedanı da Türkiye’ye veda etmişti.
Kaynak
1)Yeni Belgelerin Işığında Halifeliğin Kaldırılması Ve Hanedan Üyelerinin Yurtdışına Çıkarılması-Doç.Dr.Oğuz Aytepe-dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/45/816/10344.pdf
2)Hilafet Hareketleri (Prof.Dr.Mim Kemal Öke, TDV.yay.1991)
3)Son Osmanlılar (Murat Bardakçı, İnkılap Kitabevi 2008)