Mustafa Kemal Paşa, padişahın daima tahtında oturması için dua etmişti
'İnşallah Padişah-ı Alem Penah Efendimiz Hazretlerinin sıhhat ve afiyetle ve her türlü kuyudat-ı ecnebiyyeden azade olarak taht-ı hümayunlarında daim kalmasını eltaf-ı ilahiyeden tazarru eylerim.”

Emre Gül/ Dünya Bülteni/ Tarih Dosyası
23 Nisan 1920 “Cuma” günü, Kur’an-ı Kerim ve Buhari-i Şerif hatimleri, salavatlar, Sultan Vahidüddin’in adına hutbeler ve vatanın kurtuluşu için dualar okunarak, kurbanlar kesilerek açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, en yaşlı üye Sinop Mebusu Şerif Bey’in: “Bu Meclis-i Alinin reis-i sinni sıfatıyla tevfik-i ilahi ile milletimizin dahili ve harici istiklal-i tam dahilinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilan ederek Büyük Millet Meclisi’ni küşad ediyorum. Metbuu akdesimiz olan bütün Müslümanların Halifesi ve Osmanlıların Padişahı Sultan Mehmed Han-ı Sadis Hazretlerinin kuyud-u ecnebiyyeden tahlisine ve ebedi payitaht-ı saltanat-ı seniyye olan İstanbul’umuz ile işgal altında ve envaı mezalim ve fecayi içinde maddeten ve manen bila-insaf imha edilmekte bulunan bil-cümle vilayat-ı mazlumemizin istihlasına muvaffakiyet ihsan buyurmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz eylerim.” Şeklindeki konuşmasından sonra milletvekillerinin mazbatalarını tetkik etmek üzere encümenlerin kurulmasıyla çalışmalarına başladı.
Ertesi gün Meclis Başkanı Sinop Mebusu Şerif Bey’in, vekillerin encümenlerden gelen mazbata seçimlerini tetkik ve tasdik etmesinden sonra Ankara Mebusu Mustafa Kemal Paşa kürsüye geldi. Üç oturum süren ve Meclis’in açılışına kadar meydana gelen olayları, TBMM’nin izleyeceği siyaseti anlattığı ve Sultan Vahidüddin’e sadakati içeren bir konuşma yaptı.
Bu konuşmanın ardından aynı gün yani 24 Nisan 1920’de Meclis’in beşinci celsesinde Çorum Mebusu Fuat Bey’in: “Efendim, müsaade buyurunuz arz edeyim. Şimdi öteden beri kuvve-i teşriiyyenin timsali olan Meclis-i Mebusan’da bir reis vardır. Sonra ne vardır? İki reis vekili! Şimdi biz diyoruz ki, mademki Meclisimiz kuvve-i icraiyeyi de haizdir evvela bir reis, bir de reisisani intihab edelim. Ondan sonra da iki tane reisvekili intihab edelim” şeklindeki “Münasip” sesleriyle karşılanan teklifinden sonra “Meclis Başkanlığı” seçimi yapıldı. Meclis zabıtlarına:
FEYYAZ ALİ B. (Yozgat)-İki Reis intihab edeceğiz.
KATİB-İ MUVAKKAT MUHİDDİN BAHA B.(Bursa)-İsimleri bir kâğıda yazalım tayini esami ile iki reis intihab edeceğiz. Birinci reis ile ikinci reisin aynı kâğıda yazılmasını teklif buyuruyorlar. (Hep bir ağızdan: Dördünü bir kâğıda yazalım!)
HULUSİ B. (Karahisar-ı Sahib)-Dördü bir kağıda yazılsın daha iyi! Reisvekilleri ile beraber bir çırpıda çıkarırız.
İSMAİL FAZIL Pş. (Yozgat)-Mebusların adedi tadadedilsin.(sayılsın)
KATİB-İ MUVAKKAT MUHİDDİN BAHA B.(Bursa)-Esamiyi okuyorum.
(Esami okudu)
Hacı Mustafa B.(Gümüşhane), Hacı Hüseyin Mazlum Baba (Denizli), Rıza Mahmud B., Rifat Efendi (Menteşe), Rıza Vamık Bey (Sinop) aranın tasnifine ba-kura memur edildiler. (Reyler badedtadat)
KATİB-İ MUVAKKAT MUHİDDİN BAHA B.(Bursa)-Mecmuu ara (120) ekseriyet-i mutlaka için lazım olan rey (61)dir.
Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Reisievvel(Birinci Başkan) (110) rey ile (Alkışlar),
Celaleddin Arif Beyefendi (Erzurum) Reisisani (İkinci Başkan) (109) rey, (Alkışlar),
Çelebi Abdülhalim Efendi Hazretleri birinci Reis vekili rey (91) (Alkışlar),
Diğer aza-yı kiram ihraz-ı ekseriyet edememişlerdir. İsmail Fazıl Paşa Hazretleri ikinci Reisvekaleti için (44), rey almışlardır. Hacıbektaş Şeyhi Kırşehir Mebusu Cemaleddin Efendi Hazretleri (31) rey almışlardır. Bunun için yeniden intihap yapılacaktır. (Yarına kalsın, sadaları)” kayıtlarıyla geçen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk başkanlık seçiminde Mustafa Kemal Paşa, 120 oydan, 110’unu alarak birinci başkan, Celaleddin Arif Bey, 109 oyla ikinci başkan seçildi. Sürekli alkışlar arasında makamına gelen Mustafa Kemal Paşa, Meclis Başkanı sıfatıyla yaptığı:
“Muhterem Efendiler! Milletin mukadderatı umumiyyesine fiilen ve tamamen vaz-ı yed edecek makam-ı hilafet ve saltanatın düçar olduğu esaretten tahlis ve memleketin tamamiyet ve selameti uğrunda her fedakârlığı büyük bir azim ile iktihama karar vermiş olan Meclis-i Alinizin Riyaseti’ne intihab edilmek suretiyle hakkımda ibzal buyrulan itimat ve teveccühün müteşekkiri ve minnettarıyım. Hayatımın bütün safahatında olduğu gibi son zamanların buhranları ve felaketleri arasında bir dakika geçmemiştir ki her türlü huzur ve istirahatımı, her nevi şahsi duygularımı milletin selametine ve saadeti namına feda etmekten zevk-yab olmayayım.
Gerek hayatı askeriye ve gerek hayat-ı siyasiyemin bütün edvar ve safahatını işgal eden mücadelatımda daima düstur-u hareketim, irade-i milliyeye istinad ederek milletin ve vatanın muhtaç olduğu gayelere yürümek olmuştur. Bugün heyet-i muhteremenizin ara-yı umumiyesinde tecelli etmiş olan itimadı milliyi liyakatimin çok fevkinde görmekle beraber şahsım için bir gaye olarak değil, müştereken giriştiğimiz mücahede-i mukaddesenin matuf olduğu gayeleri istihsal için, milletin bahşettiği bir istinad-gah olarak telakki ediyorum. Bu ittihad-ı milinin bana tahmil ettiği mesuliyet, biliyorum ve hepiniz de bilirsiniz ki pek ağırdır. İçinde yaşadığımız nadirü’l-emsal dakikaların vahametine rağmen bu ağır mesuliyeti milliyenin altında, ancak Heyet-i Muhteremenizin muavenet ve müzaheretinin daima ve daima hak yolundaki mücahedata rağmen avn-i inayet-i Subhaniyyeden ümitvar olarak çalışacağım. İnşallah Padişah-ı Alem Penah Efendimiz Hazretlerinin sıhhat ve afiyetle ve her türlü kuyudat-ı ecnebiyyeden azade olarak taht-ı hümayunlarında daim kalmasını eltaf-ı ilahiyeden tazarru eylerim.” Şeklindeki konuşmasını şiddetli alkışlar eşliğinde sonlandırdı.
Bu konuşmasında Mustafa Kemal Paşa, TBMM’nin açılışının hemen ertesinde, 24 Nisan 1920’de Hilafet ve Saltanat makamının esaretten kurtarılması ve memleketin selameti için her türlü fedakârlığa karar vermiş olan Yüce Meclisin Başkanlığı’na seçildiği için teşekkür ediyor, milli iradeye, halkın iradesine dayanarak milletin ve vatanın muhtaç olduğu gayelere Meclisin yardım ve desteğiyle ve de avn-i inayet-i Subhaniyyeden ümitvar olarak çalışacağını ifade ediyordu. Konuşmasının sonunu Son Osmanlı Padişahı VI. Mehmed Vahidüddin Han’a dua ile bitiren TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa, “Padişah-ı Alem- Penah Efendimiz Hazretleri” diye andığı Sultan Vahidüddin’in sıhhat ve afiyetle her türlü yabancı kayıttan, esaretten kurtulmuş olarak daima tahtında oturmasını ilahi lutuftan beklediğini söylüyordu.
Kaynaklar:
Atatürk Araştırma Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, c.I, Ankara 2006.
TBMM Zabıt Ceridesi, c.1, 3. S. 37, 38, 39. Baskı, Ankara, 1959.
Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, Nr: 897