Osmanlı'da işçi hareketleri ve Osmanlı Sosyalist Fırkası
II.Meşrutiyetin getirdiği hürriyet ortamı işçi örgütlenmelerinin ve grev yoluyla haklarını aramalarının önünü açtı.Büyük şehirlerde o zamana dek görülmeyen grevler ve işçi eylemleri ortaya . II. Meşrutiyet’in hemen ardından, Ağustos- Eylül aylarında 30 gün içinde 30 ayrı grev yaşandı. Aynı dönemde İstanbul’da kurulan İşçiler Kulübü Amele gazetesi adıyla Türkçe, “Journal des Ouvrière” adlı bir de Fransızca iki ayrı gazete yayınlamaya başladı. İzmir’de ise Irgat adlı bir gazete yayın hayatına başlamıştı.

Tarih Dosyası / Dünya Bülteni
Tanzimat öncesinde Osmanlı devletinde çalışma hayatı genellikle tezgah ve el işlerine dayalıydı. Klasik dönemin bu geleneksel üretim yapısı Tanzimat reformları ile son buldu. Liberal bir yapıya dönüşmeye başlayan ekonomiyle modern anlamda ilk sanayi işletmeleri, fabrikalar kurulmaya başlandı.Bununla birlikte ilk kurulan fabrikalar Osmanlı ordusunun ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla kuruldu. Bu fabrikalarda çuha, deri, silah, barut gibi askeri malzemeler üretiliyordu ve çalışanlar genellikle askerlerdi. Süreç içerisinde ise özellikle gayrimüslimlerin kurduğu fabrikalarla ücretli işçiler ortaya çıkmaya başladı.
Sanayileşmenin yeterli düzeyde olmaması, işçilerin hakları ile ilgili düzenlemelerin ve yine sendikacılığın ortaya çıkmasını da geciktiren bir durumdu. Yine de 19.yyın ikinci yarısında ilk grevler yaşanmaya başladı.İlk grevler Zonguldak kömür madenlerinde ve İstanbul’da tersane işçileri tarafından gerçekleştirildi. 1870’li yıllarda ülke ekonomisinin iflas etmesi ile özellikle devlet sektöründe çalışanlar aylarca ücretlerini alamadılar. Bunun bir sonucu olarak demiryolu işçileri,iskele hamalları,terzihane işçileri,duvarcılar gibi farklı iş kollarında da grevler sıklaşmaya başladı.
İşçi grevlerinin yaşandığı bu yıllar ilk işçi örgütlenmelerinin de kurulduğu yıllar oldu. Sınıfsal özellik taşıyan ilk örgütlenme, “Amele- i Osmani Cemiyeti” (Osmanlı Amele Derneği) 1894’te Tophane Fabrikalarında çalışan bir grup işçi tarafından kuruldu. Gizli bir örgütlenme olan bu cemiyetin tespit edilmesi ile cemiyet üyeleri sürgün edildi ve bir yıllık faaliyetinin ardından kapatıldı.
II.Meşrutiyetin getirdiği hürriyet ortamı ise işçi örgütlenmelerinin ve grevler yoluyla haklarını aramalarının önünü açtı.Büyük şehirlerde o zamana dek görülmeyen grevler ve işçi eylemleri ortaya çıktı. II. Meşrutiyet’in hemen ardından, Ağustos- Eylül aylarında 30 gün içinde 30 ayrı grev yaşandı. Bunların en önemlileri yabancı firmalar tarafından işletilen maden ocaklarında ve demiryollarında olanlardı. Aynı dönemde sanayinin yoğunlaşmış olduğu İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde işçi haklarını savunan bazı dernek kulüpler ortaya çıktı. İstanbul’da kurulan İşçiler Kulübü Amele gazetesi adıyla Türkçe, “Journal des Ouvrière” adlı bir de Fransızca iki ayrı gazete yayınlamaya başladı. İzmir’de ise Irgat adlı bir gazete yayın hayatına başlamıştı.Üsküp ve Selanik"te 1 Mayıs işçi bayramı kutlanırken, İstanbul’da 16 ayrı sendika birleşerek tek bir çatı altında toplanmıştı.
Amele Gazetesi
Fakat işçi hareketlerinin bu hızlı gelişimi 31 Mart Vakası sonrasında ortaya çıkan siyasi konjönktürde durma noktasına geldi. İttihat ve Terakki yönetimi tüm muhalefet grupları gibi işçi örgütlenmelerini baskı altına aldı. Temmuz 1909’da çıkarılan Tatili Eşgal kanunu ile kamu hizmeti yapan işçilerin, yani Demiryolları, tramvay, liman işletmeleri, su ve havagazı şirketleri, Duyun-u Umumiye ve reji idarelerine bağlı çalışan işçilerin grev yapması yasaklandı. Ağır para ve hapis cezaları getirdi. Yasanın çıkmasının ardından grevler yok denecek noktaya geldi. Böylece Osmanlı’da henüz yeni yeni oluşan işçi hareketi büyük ölçüde son buldu.
1912’de İstanbul Pangaltı’daki ilk 1 Mayıs kutlaması
Osmanlı devletinde Türklerden oluşan, sosyalist fikirlerle bağlantılı ve işçi haklarını savunan ilk faaliyet ise Hüseyin Hilmi ( İştirakçi Hilmi ) önderliğinde yayımlanmaya başlanan İştirak dergisi oldu. “İslamiyet’i sosyalist düşüncelerle bağdaştırma” çabasında olan Hüseyin Hilmi daha sonra Eylül 1910’da Osmanlı Sosyalist Fırkası adıyla bir de parti kurdu. 22 maddeden oluşan parti programında: idam cezasının kaldırılması; demiryollarının, bankaların, madenlerin, sigorta şirketlerinin millileştirilmeleri; eğitimden herkesin eşit olarak yararlanabilmesi; işçilerin haftada bir gün tatil yapabilmeleri; iş- gününün sekiz saate indirilmesi; 14 yaşından küçük erkek ve 16 yaşını doldurmamış kız çocukların işçi olarak çalıştırılmalarının yasaklanması; bir işçi bakanlığının oluşturulması; tüm amele/ işçi sendikalarına yaşam olanağı sağlanması, desteklenmesi gibi maddeler bulunmaktaydı.
Hüseyin Hilmi Bey ve İştirak dergisi
Ancak bu parti de uzun ömürlü olmadı. İttihat ve Terakki Cemiyeti 23 Ocak 1913’te Babıali Baskını/Hükümet darbesi ile ülke yönetimini eline alınca diğer muhalefet grupları ve partileri gibi Osmanlı Sosyalist Fırkasını da baskı altına aldı. Hüseyin Hilmi’nin çevresinden iki kişi idama mahkum edildi ve Sinop’a sürüldü. Avrupa seyahatinden dönen Hüseyin Hilmi de tutuklanarak aynı yere sürgüne gönderildi.
İşçi hareketlerinin tekrardan güçlü bir şekilde ortaya çıkışı ise I.Dünya savaşı sonrası mütareke döneminde oldu. Bu dönemde İstanbul Tramway işçileri,Şirketi Hayriye,Şimendifer,Havagazı,Tünel işçileri birçok kez grev yaptılar. 1 Mayıs kutlamaları ise tekrar başladı. 1919,1920 1921 yıllarındaki 1 Mayıs işçi bayramları işgal altındaki İstanbul’da bağımsızlık mitinglerine dönüştü. İşgal güçlerinin yasaklamalarına, yapılacak olan iş bırakmanın askeri suç sayılacağı ve askeri mahkemede yargılanacakları gibi tehditlerine karşın 1 Mayıs kutlamalarına katılımlar yoğun bir şekilde gerçekleşti.
Kaynaklar:
Mete Tunçay; Türkiye’de Sol Akımlar (1908-1925)
Dimitır Şişmanov, Türkiye İşçi ve Sosyalist Hareketi (1908-1965)
Sina Akşin;Türkiye Tarihi , Çağdaş Türkiye 1908 – 1980