Ortadoğu'da kartlar yeniden karılıyor
Ortadoğu’da son durum ne ve ABD hangi adımları atabilir? Türkiye’nin bölge ülkeleri gözündeki yeri ne? Kaderimiz bizi nereye sürüklüyor? UÜ İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayyar Arı, Birlik Vakfı Bursa Şubesinin Cuma Meclisi programında bu sorulara cevap aradı.

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
Dünyanın kalbi olan bölgemiz, önemi dolayısıyla bir savaş arenası olabiliyor zaman zaman. Tarihe baktığımızda, bunun bugüne özgü bir durum olmadığını, tarihin her döneminde benzer olayların yaşandığını görebiliyoruz.
Bu, coğrafyamızın kaderi. İbni Haldun’un dediği gibi; coğrafyaları, ülkelerin kaderleri ve ülkeler de bu kaderi bilip ona göre davranmak zorunda. Bu akışa uygun davranmayanlar ya da tarihin kendine yüklediği sorumluluktan kaçanlar, ağır bir bedel öderler. Tarih, bunun böyle olduğunu öğretiyor bize.
ABD, EN GÜÇLÜ AKTÖR
Hoşumuza gitse de, gitmese de, günümüz şartlarında oyun kurucu ülkelerin en güçlüsü ABD. Onun Ortadoğu’da pasif bir politika izlemesi de, aktif bir hale gelmesi de bütün kartların yeniden karılmasına yol açıyor.
Yakın zamanda ABD bir seçim yaşadı ve bunun sonucunda başkan değişti. Başkanın değişimiyle birlikte ABD’nin Ortadoğu’da atacağı adımlar, alacağı pozisyon da değişebilir ve bu değişiklikten herkes de etkilenir.
Ortadoğu’da son durum ne ve ABD hangi adımları atabilir? Türkiye’nin bölge ülkeleri gözündeki yeri ne? Kaderimiz bizi nereye sürüklüyor? Bu sorular, cevaplarını merak edegeldiğimiz sorular.
UÜ İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayyar Arı, Birlik Vakfı Bursa Şubesinin 14 Nisan 2017 Cuma gecesi düzenlediği geleneksel Cuma Meclisi programında bu sorulara cevap aradı.
EN ÖNEMLİ BÖLGEDEYİZ
Sohbetinin en başında, ülkemizin de içinde bulunduğu kadim coğrafyanın hem medeniyetler beşiği olması hem semavi dinlerin indiği bölge olması ve hem de yer altı zenginliklerine sahip olmasıyla birlikte, bulunduğu coğrafi konumun stratejik değeri dolayısıyla her zaman önemli olduğunu söyledi Tayyar Arı.
KRİTİK COĞRAFYADAYIZ
Tayyar Arı, hem coğrafyanın hem de ülkemizin taşıdığı bu önemi “Türkiye, coğrafi olarak kritik bir noktadadır. Bu nokta, tarihin başladığı, semavi dinlerin indiği bir coğrafyada bulunmanın dayattığı kritik bir noktadır. Bu coğrafyada yaşamak da, bu coğrafyada ülke yönetmek de zordur. Bakıyorsunuz, Mekke de, Kudüs de bu coğrafyada. Kudüs dediğin zaten başlı başına bir değer ve dolayısıyla bir çatışma alanı. Tüm semavi dinler için Kudüs kutsal ve tüm semavi dinler için Kudüs vazgeçilmez. Bu vazgeçilmezliği her din mensubu kendince ifade ediyor ama bu konuda İsrail şiddete dayalı acımasız bir ifade yöntemi kullanıyor. İşte biz, böyle bir coğrafyadayız.” sözleriyle açıkladı.
İSRAİL'İN HAYALLERİ
ABD’nin bölgedeki yaramaz çocuğu olan İsrail’e ayrıca değinen Tayyar Arı, İsrail’le ilgili olarak “Tüm dinler kendilerini Hz. İbrahim’e bağlar. Ama İsrail bu bağlantıyı, başkalarını şiddetle dışlayarak yapar. Onlara göre, sadece kendileri Hz. İbrahim’in soyundan gelmektedir. Onlara göre, Kudüs’ün de içinde bulunduğu bu bölge “Arz-ı mevud”tur, yani Tanrılarının kendilerine bahşettiği vaat edilmiş bölgedir. Bu inançları dolayısıyla o bölgede kim varsa herkese bu vaadi engelleyen düşmanlar gözüyle bakmakta ve onları yok etmek için her şeyi yapmayı kendileri için meşru görmektedirler. Bu meşru görüş onları inanılmaz bir acımasızlığa da itmektedir.” cümlelerini söyledi.
HIRİSTİYANLAR DA SIRADA
Bölgede olan biten her şeyin görünür yüzünün durmadan değişse de, itici güçlerden birinin mutlaka din olduğuna dikkat çeken Tayyar Arı, bu bölgeyle ilgili olarak Hıristiyanî yaklaşımı da şöyle anlattı: “Bu bölge, Hz. İsa’nın yaşadığı bölge olması itibarıyla Hıristiyanlar için de önemlidir. Hıristiyanlar da bu bölgede hak iddia etmekte ve bölgenin asıl sahibi olarak kendilerini görmektedirler. Fırsat ellerine geçtiğinde onlar da yapacaklarından geri kalmayacaktır.”
MÜSLÜMAN DEVLETLER NE DURUMDA
Bölgedeki Müslüman devletlerin kendi aralarında yaşadıkları çatışmaların her şeyi daha içinden çıkılmaz bir hale getirdiğini söyleyen Tayyar Arı, bu çatışmaları iki ana sebebe bağladı: “İslam dünyasının çatışmasının iki ana sebebi var. Bu sebepler ortadan kalktığında, bu çatışma da ortadan kalkar: 1. İslam devletleri arasında bir siyasi birlik, bir siyasi liderlik olmaması, 2. İnanç ve mezhep farklılığından doğan çatışmalar… Aslında birinci sebep ortadan kalksa, Müslümanlar arasında bir siyasi liderlik ortaya çıksa diğer sorun da önemsizleşir.”
BÖLGENİN POTANSİYEL LİDERLERİ KİM
Bölgede liderlik potansiyeli taşıyan ülkeleri ve bunların günümüz şartlarında lider olabilme ihtimallerini de şöyle değerlendirdi Tayyar Arı: “Bölgede, birikimi ve gücü itibarıyla lider olabilecek ülkelerden biri, İran’dır. Ama İran’ın olaylara mezhep penceresinden bakması, onun bir siyasi lider olma ihtimalini çok zayıflatmaktadır. İran’dan başka liderlik potansiyeli taşıyan diğer ülke, Mısır’dır. Tarihi birikimi ve büyüklüğü buna uygundur ama son zamanlarda yaşadıkları dolayısıyla, o da bu liderliğe uzaktır. Suudi Arabistan, diğer lider ülke adayıdır. Ama bu devlete baktığımızda, petrol dışında bir avantajının olmadığını, diplomatik geleneğinin oluşmadığını, devlet geleneklerinin yeterli olmadığını görüyoruz. Bu bakımdan Suudi Arabistan da zayıf bir seçenektir. Malezya, Cezayir, Pakistan, Libya gibi büyük ülkelerin de kendine özgü zaaf ve sorunları, onların da liderlik yapmalarına engeldir.”
KADERİ, TÜRKİYE’YE SORUMLULUK YÜKLÜYOR
Şu anda tüm Müslüman halkların kendi devletlerinden önce Türkiye’yi izlediklerinin altını özellikle çizen Tayyar Arı, bölgenin siyasi liderliğinin Türkiye tarafından doldurulmasının en kuvvetli ve en doğru seçenek olduğunu “Osmanlının çöküşünden sonra o coğrafyalarda huzur kalmadı; huzurun yerini kan ve gözyaşı aldı. Bunu, o coğrafyanın insanı iliklerine kadar hissetmekte ve bunu da dile dökmektedir. Bu huzursuzluk ve bu huzursuzluğun Osmanlıdan sonra başlaması, tüm milletlerde bir Osmanlı özlemine yol açmaktadır. Bu özlemin insanları götürdüğü yer ise Türkiye… Bu anlattıklarım bir hayal de değil. Şu an siz bir Pakistanlıya, Pakistan’a dair bir şey sorsanız size “Pakistan’ı bırak da kendi ülkenden haber ver, gözümüz sizde.” demektedir. Gerçekten de bu böyledir. Müslüman devletlerin hepsi Türkiye’yi izlemekte, Türkiye’de iyi bir şey olduğunda sevinmekte, kötü bir şey olduğunda üzülmektedirler.” şeklindeki cümleleriyle aktardı.
ABD VE TRUMP FAKTÖRÜ
Trump’la birlikte ABD’nin bölgedeki politikasının etkileneceğini söyleyen Tayyar Arı, bu etkilenmenin nasıl bir seyir izleyeceğinin şu an belli olmadığını söyledi. Bu şartlar altında Türkiye’nin işinin gerçekten zor olduğunu söyleyen Tayyar Arı, bu zorluğu şöyle aktararak sözlerine son verdi: “Bölgede dünya devleri var. Bu devlerden birine yaslanmak, diğerini düşman ilan etmek anlamına geliyor. O yüzden hepsine karşı ustaca politikalar izlemek gerekir. Şu ana kadar Türkiye bu ustalığı gösterdi, sahadaki yerini aldı. Ama ABD’nin atacağı adımlar çok önemli. ABD’nin ne yapacağı henüz netlik kazanmadı. ABD’nin bölgede vazgeçmeyeceği tek şey İsrail’in güvenliğidir. Öte yandan bu güçlü devletler hem Türkiye’nin önemini görmekteler hem de Türkiye’nin bölge devletleri için siyasi liderlik potansiyelinin farkındalar. Emin olun ki tüm bu devletler Türkiye’nin zayıflamasını bekliyorlar. Türkiye ve hükümet zayıfladığı anda Türkiye bölge dışına itilecek, terör örgütleri aracılığıyla içine kapatılacaktır. Bu yüzden milletin de olan biteni okuması, güçlü Türkiye için çalışması gerekmektedir. Önümüzdeki referandum bu bakımdan önemlidir ve bu referandumun Türkiye’nin güçlenmesine hizmet etmesi şarttır. Yoksa Türkiye mevzi kaybedebilir ki hiçbir Müslüman da bunu istemez. Güçlü Türkiye, bölgenin siyasi lideri olmaya adım adım ilerleyecektir. Diğer Müslüman milletlerin beklentisi de zaten budur.”