Vizyoner'17 zirvesinde Ülker ve Bim yöneticileri konuştu
Müsiad'ın Vizyoner'17 programının ikinci gününde Yıldız Holding ve BİM'in üst düzey yöneticileri Türkiye'nin Dönüşümü panelinde konuştular

Dünya Bülteni/Haber Merkezi
12 Ekim Perşembe günkü Müsiad Vizyoner’17 Sektörler Zirvesinin Türkiye’nin Dönüşümü oturumunda panelistler, Yıldız Holding İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cem Karakaş ve BİM Birleşik Mağazalar İcra Kurulu Üyesi COO Galip Aykaç’dı. Toplantının moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yaptı.
Yıldız Holding Başkan Yardımcısı Cem Karakaş panelde özetle şu hususları dile getirdi.:
Biz dünyanın büyüyen kısmına nasıl yatırım yaparız diye düşünüyoruz. Çünkü bir kısım coğrafyalar artık tüketmiyor, şirketler kendilerini artık premium markalar ile konumluyor
Bu çerçevede Suudi Arabistan, Mısır ve Kazakistan’a ciddi oranda yatırım yapılıyor
Biz aynı zamanda Japonya’nın 400 milyon dolar ile en büyük çikolatacısıyız
Son dönemlerde üretim ve ticarette adeta faz değişimi oldu, tüketim Asya ve güneyine kaydı. Müşteriler artık gelişen coğrafyalarda başka şeyler tüketmek istiyorlar
Yıldız Holding olarak özellikle İngiltere'de pladis markası ile önemli bir operasyon yapıyor olsak da imalat merkezimizi Türkiye’ye almış bulunuyoruz.
Çin’de de ciddi bir operasyonumuz var. 200 milyon dolarlık 146 tane Godiva dükkanımız var. Çin’de sadece internetten satacak şekilde bir organizasyona da yöneldik. Bu ülke 4 milyar dolarlık bisküvi pazarına sahip. Çin’de internetten satış oranları çok yüksek. Biz de buna uyum sağlamaya çalışıyoruz
Biz bir Türk şirketi olduğumuz için rekabette her zaman avantajımız var. Ayrıca Türk olmanın getirdiği bir esneklik var, o büyük bir avantaj. Hatayı fark ettiğimiz zaman hemen geriye dönebiliyoruz.
Biz Dünya sıralamasında çikolatada 6-7, bisküvide ise 2-3 sıradayız. Normalde dünya ortalaması olarak yeni bir bisküvi çeşidi 18 ila 24 ayda raflarda olur biz Ülker’de yeni bir ürünü 5-6 ayda raflara sunabiliyoruz. Dünyada bu kadar hızlı ürünü rafa süren bizden başka bir şirketi bulabilmeniz pek mümkün değil. Müşteri artık beklemiyor, biz de onlara en iyi şekilde cevap vermeye çalışıyoruz.
Global şirketimizde çalışan 26 bin kişi arasında AR-GE’cilerimiz dünyanın her yerine Türkiye’den gidiyor. Çünkü tek ve en büyük AR-GE merkezimiz İstanbul’da
Esnek olabilmek bizim adeta hamurumuzda var. Bu sebepten Türkiye’den AR-GE’cileri yolluyoruz ki esnek olabilelim.
Türkiye’nin daha fazla gelişebilmesi icin ihracat çok önemli. Tabii bunu sadece mal ihracatı gibi düşünmemek lazım, aynı zamanda hizmet ve fikir ihracatı olarak da görmek gerekir. Bu sayede Ülkemize daha cok istihdam sağlayabilmeliyiz
Geliştirdiğimiz markalara çok önem veriyoruz. Aynı zamanda hazır olan markaları da alıp büyütmeye çalışıyoruz. Markalarımızı adeta namusumuz gibi koruyoruz
Ülkemiz için genç ve eğitimli nüfusumuz önemli bir avantaj. Gençlerle çalışıp onları dinlemezsek rekabeti kaybederiz
Bu arada dijitallesmeyi de özümsemek gerek.İşletmelerimizde 'y' ve 'z' jenerasyonunu yetkilendirip sayılarını artıracağız.Girişimcilik ruhuyla gençlerden destek aliyoruz. Mesela bizim iş asistanlarımız 25 yaş altı seviyesindeler
Ceo ofisimizde dünyanın her yerinden gençlerle icra kuruluna sunduğumuz şeyleri beraberce tartışıyoruz. Benim işimi adeta y kuşağı idare ediyor
Yıldız holding bugün için 12.5 milyar dolarlık bir şirket. Bunun %40’ı halka açık. Biz markalarımızı Türk şirketlerinin altina topluyoruz.
Yıldız Holding olarak bisküvi konusuda dünyada iddialı bir şirket olmayı hedefledik. Ingiltere de dünyanin en çok bisküvi tüketilen yeri. Onun için bu ülkede bulunuyoruz.
Grup olarak tüm ürünlerimizin helal ve tüketilebilecek kalitede olmasına çok önem veriyoruz.
Gıda güvenliği kurulu başkanımız İbrahim Taskin in bu konuda geniş bir yetkisi vardir.
Ülker ürünleri ile ilgili helalliği konusunda bir çekinceniz olmasin. Bim ve Şok mağazalarında satılan tüm mallarımız helaldir
Özet olarak Türkiye’deki uzman kadroları, inovasyon desteği, esneklik ve çeviklikle Ülker global yolculuğa çıkıyor
Panelde söz alan BİM’den Galip Aykaç ise özetle şu hususlara vurgu yaptı.
BİM’i kurarken neyi nasıl yapacağımızı çok iyi planladık
25 kişi geceli gündüzlü çalıştık ve bir kuruluş hikayesi yazdik. O günden bu güne, o dönemdeki yazdiklarimıza bakıp geliştirmeye çalışırız
BİM’ in o günden bu yana stratejisinin değişmediği ve temelinin sağlam olduğunu görüyoruz
37 bin çalışanımız var. Bu gün gelinen noktada pazarlama ekibinin fonksiyonu çok önemli. Üretmek zor değil pazarlamak daha zor
Giderlere bakıp bunları nasil küçültürüz diye düşünmek lazım. Sürekli bu nokta üzerinde gayret sarfetmekteyiz.
Bizim yoğun olarak kullandığımız bir yol var, o da private label dediğimiz metod.
Tabii burada önemli olan nokta private label ürünleriniz de en az bilinen marka kadar kaliteli olacak.
Bu, ancak verimlilik anlayışının her yere yayılmasiyla olabiliyor.
Peki BİM’in bu anlayışı markalaşmayı engellemiyor mu diye bir soru akla gelebilir
Türkiye de marka sayısı çok az. Ben burada sadece ürünler açisindan bakmiyorum. BİM’in zaten kendisi bir marka.
Biz bir perakende markasi olarak ülkemizi temsil etmek istiyoruz. Mesela bunu sağlamak için Fas’da 400 şubemiz var. Mısır’a da açacağız
Private label ürünlerimizi ihraç eder durumdayız
Her yerde satılan bir ürüne marka deniyor. Bazı private label markalar da bize gore birer marka halini almış durumdalar..
MÜSİAD Vizyoner Sektörler Zirvesinin ikinci günkü panelinin sonunda Müsiad Başkanı Abdurrahman Kaan katılımcılara birer plaket takdim etti.