banner39

653 yıllık gelenek: Kırkpınar Güreşleri

Osmanlı'nın Rumeli'ye geçtiği yıllardan sonra geleneksel hale gelen Tarihi Kırkpınar Güreşleri'nin bu yıl 653'üncüsü düzenleniyor

Yurt Haberleri 07.07.2011, 11:44 20.06.2014, 13:50
653 yıllık gelenek: Kırkpınar Güreşleri

Dünya Bülteni / Haber Merkezi

Yaklaşık 650 yıldır düzenli bir şekilde her yıl yapılan Tarihi "Kırkpınar Güreşleri", Edirne'nin Sarayiçi mevkiindeki "Sarayiçi Er Meydanı" denilen sahada başlıyor.

Bugüne kadar sadece 1975 yılında Belediye'nin az harçlık ödemesi yüzünden bir kez iptal edilen Kırkpınar Güreşleri, Türklerin ata sporu olarak biliniyor.  

Bu yıl 653'üncüsü düzenlenen Kırkpınar Güreşleri bugün başladı. Önümüzdeki pazar gününe kadar devam edecek olan güreşlerde yine kıyasıya bir mücadele yapılacak.

UNESCO LİSTESİNDE

Genellikle Haziran ayı sonu, Temmuz ayı başlarında düzenlenen Tarihi Kırkpınar Güreşleri 7 gün sürüyor. Son gün yapılan finallerde her boyun (kategorinin) birinci, ikinci ve üçüncüleri belirlenir. Bunlardan en önemlisi

KIRKPINAR CAZGIRLARININ DUASI

Vatanımıza, milletimize, ordumuza, yurdumuza göz diken düşmanları taşlarız

Halkın inayetiyle,euzü besmeleyle bugün güreşlere başlarız,

Şarkı, türkü girerse besteye, gördüğünüz pehlivanlar güreş yapacaklar desteye,

Pehlivan, pehlivan !

Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz pirler meydanına,

Şeref verdiniz, tarihi Kırkpınar güreş sahasına,

Hani Ali, hani Veli, hani Kurtdereli ?...

Pirimiz, üstadımız Hazreti Hamza,

Peygamberimiz Muhammed'in Mustafa...

Allah Allah, İllallah !

Pehlivanlar hep beraber,

Alkışlarla diyelim maşallah !

başpehlivandır.

UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Kırkpınar Yağlı Güreşleri her yıl binlerce izleyici tarafından büyük bir hayranlıkla takip ediliyor.

GÜREŞLER BAŞLAMADAN ÖNCE

Kırkpınar Güreşleri'ne başlamadan önce, Kaleiçi semtindeki, Adalı Halil ve Kara Emin pehlivanların kabirlerinin bulunduğu pehlivanlar mezarlığına geçilir ve dualar edilir. Yapılan ziyaretten sonra saat 15.00'de Sarayiçi Er Meydanı'na geçilir ve görkemli törenlerle Tarihi "Kırkpınar Güreşleri"nin startı verilir. Kırkpınar Güreşleri'ne katılan güreşçiler için ayrı ayrı kategoriler belirlenmiştir.

Bunlar; Minik 1, minik 2, Teşvik, tozkoparan, deste küçük boy, deste orta boy, deste büyük boy, küçük orta küçük boy, küçük orta büyük boy, büyük orta, başaltı ve baş kategorileridir.

GÜREŞİN KENDİNE GÖRE KURALLARI VAR

Yağlı güreşte pehlivanlar kilo ile değil, bilgi ve ustalıklarına göre gruplara ayrılırlar. Bu gruplar; deste, küçük, orta,başaltı ve baştır. Güreş başlayacağı zaman cazgır pehlivanları eşleştirir.

Dolayısıyla güreşlerde cazgırın önemi büyüktür. Yağlı güreşte yenilenin sırtı yerde belirli bir zaman kalacaktır şeklinde bir kural yoktur. Pehlivanlıkta gömlek önemlidir. Güreşte kilo değil, bilgi,ustalık ve tecrübe ön plandadır.

YENME KURALLARI

Çivi yukarı : Rakibinizin ayaklarından yakalar, tepe üstü diker, sonra sırtını yere getirirsiniz.

Sırtüstü : Rakibinizi yerde çevirerek veya ayakta düşürerek yapabilirsiniz.

Açık düşürmek : Ya kendi hatası ya da rakibi vesilesiyle kıç üstü düşmesi. Sırtı yere gelmemiştir, ama göbeği meydana çıkacak kadar arka üstü veya yan düşmüştür.

YENİLME KURALLARI

Kıspet çıkarmak : Olabilecek en kötü olaylardan biridir. Pehlivanın ayağından kıspetinin çıkması ya da boydan boya yırtılması bir yenilgi sebebidir.



Pes etmek : Bazı pehlivanlar yorulduklarında ya da yenileceklerini anladıklarında sırtının yere gelmesini istemiyorlarsa, "Pes Ediyorum" der ya da rakibinin kıspetine vurur.

Tartarak yenmek : Rakibi kucaklar, ayaklarını yerden keser, en az 3 adım kadar yürürseniz rakip yenilmiş olur.

EN ÖNEMLİSİ BAŞPEHLİVANLIK

Ayrıca en iyi peşrev yapan, en centilmen pehlivan grubunda da güreşçilere ödül verilmektedir. Pehlivanlar 3 gün süresince Er Meydanı'nda kıyasıya mücadele ederler. Son gün yapılan finallerde her boyun birinci, ikinci ve üçüncüleri belirlenir. Ancak bunlardan en önemlisi başpehlivandır.

Çok çetin mücadelelerle geçen başpehlivanlık güreşlerinde yaklaşık 35 pehlivan güreş tutar. "Kırkpınar Güreşleri" başpehlivanı belirleyecek güreşin bitmesiyle tamamlanır.

EN ÜNLÜ BAŞPEHLİVANLAR

KEL ALİÇO:

Kırkpınar kapışmalannın münakaşasız en büyük ismi Plevneli Kel Aliço idi. Kırkpınar'da tam 27 yıl başpehlivan oldu. Üst üste üç yıl başpehlivanlığı kazanacak olana o yıllarda da kemer verilmiş olsa Kel Aliço'nun tam 9 altın kemer alması gerekiyordu. 1885 tarihine kadar güreşe devam eden Kel Aliço, Şamdancıbaşı Kara İbo ve Makarnacı ile birlikte Kırkpınar'da başpehlivanlık namını sürdüren pehlivanlardandır. Suyolcu Mehmet pehlivan Aliço'nun "Gaddar" olduğunu anlatırdı.

KOCA YUSUF:

Koca Yusuf, Deliormanlı efsanevi Türk güreşçidir. Mindere çıkan ve grekoromen güreşi yapan ilk Türk pehlivanı olduğu sanılmakta. 1885 yılında Kırkpınar başpehlivanı olmuş; 1894 yılından itibaren Avrupa ve ABD'de devrin en ünlü güreşçileri ile güreşmişti. 144 kilo sikletindeki sporcu, 1.88 metre boyundaydı. ABD turnesinden ülkesine dönerken bir gemi kazasında hayatını kaybetti.

Serbest Güreşin efsanevi isimlerinden olan Yusuf, iri gövdesi, güreş becerisi, gücü ve sporcu ahlakı ile "Koca" lakabını almıştı. Önceleri doğduğu köyden ötürü "Karalarlı Yusuf", sonra "Şumnulu Yusuf" olarak anılmış, 1896'dan itibaren çırağı "Erikli Mehmet"e "Küçük Yusuf" denilmeye başlanınca kendisine "Büyük Yusuf" denilmişti.

DİĞER ÜNLÜ BAŞPEHLİVANLAR:

Koca Yusuftan sonraki tanınmış başpehlivanlar arasında ise şu isimleri saymak mümkündür: Kıyıcı Osman, Tamburacı Osman Pehlivan, Şumnulu Mestan, Kara Mustafa, Salim, Hüseyin Selim, Kara Mehmet, Koç Mehmet, Mehmet Efendi, Mandıralı Ahmet, Koca Hasan, Murat Ali, Neşet, Hüsmen, Koç Ali, Recep Pengal, Salih Süleyman, Tevfik Ali, İbrahim Gazi, Kızılcıklı Mahmut, Kara Ali, Mustafa Ahmet, Kara Safi, Rasim ve Hüseyin.

YAĞLI GÜREŞİN TARİHÇESİ

Yağlı güreşlerin tarihi hakkında çelişkili iddialar var, fakat en yaygın görüş Orta Asya’dan çıkarak Selçuklular aracılığıyla Anadolu’ya ulaştığı. Günümüzde Özbekistan’da yapılan ‘kuraş’ ile benzerlik gösteren yağlı güreş, modern güreş çeşitlerinden farklı. Mücadele peşrev denilen ısınma hareketleriyle başlıyor. Normal güreşlerden farklı olarak yağlı güreşlerde siklet (kilo) sınıflandırması yok. Başpehlivan, başaltı pehlivan, büyük orta pehlivan gibi klasmanlara ayrılan güreşçiler, başarılı oldukları takdirde bir üst unvanda yarışmayı hak ediyor.

KIRKPINAR'IN TARİHİ HİKAYESİ

Kırkpınar güreşlerinin tarihi Osmanlılar 1350'li yılların sonlarında Rumeli'ye geçtikleri dönemlere dayanıyor. Anadolu'dan Rumeli'ye geçen Osmanlı Akıncıları, henüz Edirne fetedilmeden önce burada yaptıkları akınlar sırasında, savaşmadıkları ve mola verdikleri günlerde, zamanlarını, aralarında çeşitli sporlar yaparak değerlendirirlerdi. Bir keresinde güreşe tutuşan 40 yiğit içinden ikisi, tutuştukları güreşi gece yarısına dek sürdürdükleri halde sonuçlandıramazlar ve ikisi de güreştikleri yerde can verir.

Arkadaşları bu iki yiğidi güreş yaptıkları yerde bulunan bir incir ağacının altına gömdükten sonra Edirne 'ye doğru akınlarına devam ederler. Edirne'nin fethinden sonra Ahırköy çayırlığına geldiklerinde, o incir ağacının civarında billur kaynaklı bir suyun, Kırkpınar çayırlığına doğru aktığını görürler ve bu nedenle de "Kırktı bunlar. Bu yakaya ilk ayak basanlardır bunlar" diyerek o yere Kırkpınar adını verirler.

Bazı kaynaklara göre de güreşin ilk yapıldığı yer bugün Yunanistan'da bulunan bir bölgedir. Cumhuriyet'in ilanından sonra bu bölge yerine Edirne tercih edilmiş.

GÜREŞ ALANI 1985 YILINDA DÜZENLENDİ

1985 yılına kadar salaşpur denilen sazdan yapılma tribünlerle çevrili olan Er Meydanı, 1985 yılında dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal'ın talimatlarıyla yenilenmeye başlanmıştır. Osmanlılar zamanında saray dışında yapılan güreş yarışmaları panayırlarda, düğünlerde kulüplerde bir hayır kurumu yararına veya meslek edinmiş organizatörlerin özel yer ve salonlarında yapılırdı. Ayrıca Düğün Güreşleri, Ramazan Güreşleri, Hayır Kurumlarına yapılan Güreşler vardı.

KIRKPINAR'A GÖLGE DÜŞÜREN UYGULAMA: PARALI AĞALIK

Kırkpınar Güreşleri’ne olan ilgi arttıkça masraflar da artıyor ve bütün bu sorumluluğu yüklenecek bir ‘ağa’ bulmak giderek zorlaşıyor. 1928 yılında ağalık müessesine talip çıkmayınca bu tarihe kadar ağalar tarafından organize edilen güreşler, yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay tarafından organize ediliyor.

Ta ki 1946 yılında Edirne Belediyesi, organizasyon görevini devralana kadar. Zamanla sembolik bir hal alan ağalık kavramı, günümüzde varlıklı insanların tanıtım yapmak amacıyla kullanmış oldukları bir makam haline gelmiş.

Örneğin 2006 yılında Edirne Belediyesi tarafından ihale edilen ağalık makamını, Adem Tüysüz 361 bin TL ödeyerek satın almıştı.



"PUAN SİSTEMİ KALLEŞLİK YAPTIRIYOR"

648, 649 ve 650’nci Güreş Ağası olan işadamı Seyfettin Selim, geçen yıl yaptığı açıklamada başpehlivanlık güreşlerinin son yıllarda seyirciye keyif vermediğinden yakınmıştı.

Ağa olduğu yıllarda güreşleri geliştirmek için çalıştıklarını ancak başarılı olamadıklarını belirten Kırkpınar Ağası Selim, kendisinin de güreşlerden keyif almadığını söylemişti.

Puanlama sistemi nedeniyle ’kalleşçe’ güreş yapıldığı iddia ediliyor. 

GÜREŞ TERMİNOLOJİSİNDEN...

Cazgır

Yağlı güreşlerdeki tüm pehlivanları seyircilere tanıtan, onları güreşe başlatan kişidir. "Salavatçı" da denilen Cazgır, hakem heyetinin ya da kura ile eşleştirilen pehlivanların adlarını, sanlarını, güreş oyunlarındaki hünerlerini uygun mısra ve dualarla tanıtır.Bu dua yörelere göre değişir. Pehlivanlıkta olduğu gibi cazgırlıkta da usta-çırak geleneği vardır. Ünlü cazgırlar arasında, Edirne Ayşekadın Camii imamı Sadık Hoca ( Atılgan ), Şirin Mustafa sayılabilir. Güreşlerin başlangıcının ilk günü olan Cuma günü, tüm güreşçiler pehlivanlar mezarlığını ziyaret ettikten sonra, Selimiye Camiinde okutulan Mevlütün ardından Sarayiçi'ne gidilerek, küçük boylardan itibaren cazgırın duası ile güreşleri başlatırlar.

Zembil

Kıspet, zembil adı verilen ve sazdan yapılan bir torbada taşınır ve saklanır. Güreşi bırakan pehlivan, zembilini duvara asmasından belli olur.

Kırmızı Mum

Kırkpınar'ın davet simgesi "Kırmızı Dipli Mum" dur. Eskiden şehir ve köylerdeki kahvelere "Kırmızı Dipli Mum"lar asılarak, oradaki halk Kırkpınar'a davet edilirdi. Diğer bir deyişle davet için sadece "Kırmızı Dipli Mum" kullanılırdı.

Şalapur Bezi

Kırkpınar Er Meydanı'nda güreş tutan pehlivanlar, güreşirken yüzlerini ve gözlerini silmek için salaşpur bezi kullanmaktadırlar. 3 gün süren güreşlerde kullanılan salaşpur bezi miktarı yaklaşık 1000 metredir.

Altın Kemer

Kırkpınar başpehlivanına verilen, Kırkpınar'ın en büyük ödülüdür. Kırkpınar'da başpehlivan olan güreşçi 1 yıl süreyle altın kemerin sahibi olur.Ancak aralıksız üç yıl arka arkaya başpehlivan olan güreşçi altın kemerin sürekli sahibi olur. Zamanımızda Altın Kemer'ler Belediyelerce yaptırılmaktadır.

KIRKPINAR MANİLERİNDEN BİRİ

Allah Allah İllallah,

Hayırlar gele inşallah,
Pirimiz Hamza pehlivan
Aslımız neslimiz pehlivan

İki yiğit çıkmış meydane,
Birbirinden merdane,
Biri here Biri kara,
İkisininde zoru para

Alta geldim diye erinme
Üste çıktım diye şişinme,
Alta gelirsen apış
Üste çıkarsan yapış

Vur sarmayı kündeden at,
Gönder Muhammed'e salavat,
Seyirttim gittim pınara,
Allah her ikinizin de işini unara.

Alta düştü diye üzülme,
Üste çıktım diye sevinme,
Alta düşersen apış,
Üste çıkarsan paça kazıktan yapış

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?